65 yaşındaki Ayşe Teyze, hayatının çoğunu okuma yazma bilmeden geçirmiş olmasına rağmen, hiç geç kalmadığını kanıtlamak için eğitim yolculuğuna çıkma kararı aldı. Çocukluğunda ekonomik sıkıntılar ve dönemin sosyal normları nedeniyle ailesi tarafından okutulmayan Ayşe Teyze, bu anlamda birçok kadın gibi hayatının ilk yıllarında eğitim hakkından mahrum kalmıştı. Ancak yıllar geçtikçe, kendi çocuklarına ve torunlarına eğitim vermenin önemini anlayarak, bu eksikliği kapatma arzusu ile okuma yazma öğrenmeye karar verdi. İşte Ayşe Teyze'nin hikayesi, sabır ve azimle dolu bir yolculuk.
Ayşe Teyze’nin hikayesi, birçok kişinin hayatında karşılaştığı toplumsal engellerin bir yansıması. Ailesi, o dönemlerde kız çocuklarının eğitilmesinin gereksiz olduğunu düşünerek, Ayşe'yi okula göndermedi. Bunun yerine, ev işinde annesine yardımcı olmasını beklediler. İçinde bir ukde olarak kalan okuma yazma arzusu, yıllar geçtikçe daha da büyüdü. Kendi çocukları ile birlikte büyüdüğü zamanlarda, onlara eğitim vermek isteyen Ayşe Teyze, okuma yazma bilmemesinin sürekli bir dezavantaj olduğunu fark etti. “Kendim için, çocuklarım için ve torunlarım için öğrenmek istiyorum,” diyor Ayşe Teyze. İşte bu düşüncelerle, okuma yazma öğrenmeye karar verdi.
Ayşe Teyze, yerel bir halk eğitim merkezine başvurarak düzenli ders almaya başladı. Başlangıçta zorlandığını anlatsa da, öğretmenlerinin desteğiyle hızla ilerlemeye başladı. Öğrenme sürecinin sadece bir beceri değil, aynı zamanda bir öz güven kaynağı olduğunu belirtiyor. “Artık okuyabiliyorum, D.E., Z.E., isimlerini yazabiliyorum. En önemlisi, kendimi ifade edebiliyorum,” diyor Ayşe Teyze mutlu bir şekilde. Ayşe Teyze’nin bu kararı, yalnızca kendi hayatında değil, çevresindeki diğer kadınlara da ilham vermeye başladı. Eğitim merkezinde, üst yaş gruplarından birçok kadın onunla birlikte okuma yazma öğrenme çabasına girdi. Yaşlı kadınlar, kendi hikayelerini paylaşarak birbirlerine destek olmanın da keyfini yaşıyorlar.
Ayşe Teyze'nin azmi, sosyal medyada ve yerel haberlerde geniş yankılar uyandırdı. Birçok kişi onun hikayesini paylaşarak, eğitim için asla geç kalınmadığını vurguladı. Bu durum, toplumda eğitim ile ilgili algıları yeniden değerlendirmenin yanı sıra, yaşlı bireylerin eğitim süreçlerine katılımlarının önemine de ışık tuttu. Ayşe Teyze, bu süreçte yalnız olmadığını bilmekten ve birçok insanın destek vermesinden oldukça mutludur. “Biliyorum ki, ben yalnız değilim. İstemek yeter,” diyor.
Ayşe Teyze’nin hikayesi, yaş, cinsiyet ya da sosyal statü gözetmeksizin her bireyin eğitim hakkının olduğu gerçeğine bir pencere açmaktadır. Onun çabası, sadece kişisel bir başarı hikayesi değil; aynı zamanda bir toplumsal dönüşüm çağrısı niteliğindedir. Eğitim, bireylerin hayatında köklü değişimler yaratabileceği gibi, toplumun genelinde de farkındalık ve gelişim sağlayabilir. “Kendim için bir şeyler yaptım, ama bu hikayem başkalarına da umut olmalı,” diyor Ayşe Teyze, dersine giderken yüzündeki gülümsemeyle.
Tüm bu süreçler, Ayşe Teyze'nin kararlılığı ve azmi ile birleşince, okuma yazma öğrenmek onun için sadece bir beceri kazancı olmaktan öte, yaşamına yeni bir anlam katmıştır. Bugün 65 yaşında, her gün yeni kelimeler öğrenen ve hayallerinin peşinde koşan bir kadın olarak, Ayşe Teyze’nin hikayesi, eğitim hayatının her aşamasında asla pes etmemenin ve mücadele etmenin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Ayşe Teyze artık sadece kendisi için değil, çevresindeki tüm bireyler için bir örnek teşkil ediyor. Eğitim her yaşta mümkündür; bu, Ayşe Teyze’nin en büyük mesajıdır.