El Salvador, Amerika Birleşik Devletleri'nin sınırlarından geçen ve “cehennemdeki” göçmenler olarak adlandırılan birçok insanın yaşadığı trajediyi gündeme getiriyor. Ülkede yaşanan ekonomik zorluklar ve toplumsal sıkıntılar, insanların daha iyi bir yaşam umuduyla Amerika’ya yönelik göç etmelerine neden oluyor. Ancak, bu göçmenlerin karşılaştığı zorluklar ve yaşadıkları kayıplar, El Salvador hükümetini harekete geçirmeye zorladı. Ülke, ABD'ye bu sorumluluğu üstlenmesi için açık bir çağrı yapıyor.
El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele, yaptığı açıklamalarda ABD'nin, El Salvador gibi Orta Amerika ülkelerinden gelen göçmen akışındaki rolünü vurguladı. Bukele, “Cehennemden gelen bu göçmenlerin hikayeleri, sadece kendi ülkelerinin değil, aynı zamanda Amerika'nın da sorunudur. Bizim insanlarımız, daha iyi bir yaşam için sınırları aşıyor, fakat karşılaştıkları engeller ve tehlikeler son derece büyük.” dedi. Ülkede ekonomik krizler, şiddet olayları ve yüksek işsizlik oranları, birçok insanın göç etmesine neden olmaktadır. Üstelik, göçmenler genellikle yola çıktıkları andan itibaren ciddi riskler altında kalıyor, insan kaçakçıları tarafından istismar ediliyorlar.
ABD, Orta Amerika'daki göçmen krizine yönelik bir dizi politika geliştirmiş olsa da, El Salvador hükümeti bu önlemlerin yetersiz olduğunu düşünüyor. “ABD, bu durumu değiştirmek adına daha aktif bir rol almalı” diyen El Salvador yetkilileri, Amerika'nın göçmenlerin yaşadığı bu cezalandırıcı koşulları iyileştirmede daha fazla çaba göstermesi gerektiğini ifade ediyor. Uzmanlar, El Salvador hükümetinin yaptığı bu çağrının, yalnızca ülkenin problemlerine değil, aynı zamanda bölgedeki göçmen krizinin çözümüne katkı sağlayabileceğini belirtiyor.
El Salvador’un söylemleri, ABD’nin Orta Amerika’ya yönelik mali yardımlarını artırması ve yerel yönetimlerle iş birliği yaparak göçü önlemek için daha kapsamlı stratejiler geliştirmesi gerektiğinin altını çiziyor. IOM (Uluslararası Göç Örgütü) ve diğer insan hakları örgütleri de bu konuda daha fazla farkındalık oluşturulması gerektiğini vurgulamakta. Gelecekte, bu tür iş birliklerinin ve diyalogların, iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendireceği ve insan hayatlarını kurtaracağı düşünülmektedir.