Son günlerde sosyal medya ve basında yer alan skandal, hayvanseverlerin tepkisini çekerken, birçok kişi düşüncelere dalmış durumda. Bir veterinerin, evinde 12 yavru köpeği parçalayarak öldürdüğü ortaya çıktı. Bu olay, hayvan hakları ve onların korunması konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Hayvanlara yönelik şiddet, toplumun her kesiminden gelen tepkilerle gündeme gelirken, bu vahşet olayı korkunç bir gerçekliğe işaret ediyor.
Olay, bir veterinerlik kliniğinde çalışan doktorun evinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, bu veteriner, köpeklerin sağlık durumunu gerekçe göstererek onları öldürdüğünü iddia etti. Ancak hayvanseverler, bu bahanelerin yalnızca bir maskeden ibaret olduğunu ve bu tür bir eylemin asla kabul edilemeyeceğini savunuyor. Veterinerin, parçalama işlemini gerçekleştirirken yıl içinde çeşitli hayvan barınaklarından topladığı köpekleri hedef alması, insanları daha da öfkelendirdi.
Yerel hayvan koruma dernekleri ve aktivist gruplar, söz konusu veterinerin sert bir şekilde cezalandırılması gerektiğini vurguladı. Olayın sosyal medyada geniş yankı uyandırması sonrasında birçok kişi sokaklarda toplanarak protesto gösterileri düzenledi. Bu protestolarda, ‘Hayvanlar bizim dostlarımızdır, onları korumalıyız!’ gibi sloganlar atıldı. Ayrıca, devletin bu tür olayları önlemek adına daha sert yasaların gerekliliği üzerinde durmuştular. Hayvan hakları savunucuları, kliniğin kapatılması ve veterinerin lisansının iptal edilmesi için imza kampanyaları başlattılar.
Hayvanlara yönelik şiddet ve kötü muamele, dünya genelinde bir sorun haline gelmiş durumda. Türkiye’de de geçtiğimiz yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle hayvan hakları konusunda bir ilerleme kaydedildiği düşünülse de, bu tür olaylar, henüz alınması gereken çok yol olduğunu gösteriyor. Hayvan hakları aktivistleri, toplumda farkındalığın artırılması ve eğitimin yaygınlaştırılması gerektiğini savunuyorlar. Okullarda ve toplumsal etkinliklerde hayvanlara yönelik eğitici programlar düzenlenmesi gerektiği üzerinde duruyorlar. Bu tür durumlarla karşılaşmamak için çocuklara, hayvanları koruma bilincinin kazandırılması gerektiği ifade ediliyor.
Olayın ardından, sosyal medyada ‘Köpekleri koru!’ temalı kampanyalar hız kazandı. On binlerce insan, #KöpekleriKoru ve #HayvanHakları hashtagleri ile kendi tepkilerini dile getirdi. Bunun yaninda, hayvan severlerin oluşturduğu birlikler, devletin bu konuda daha aktif ve etkili rol almasını talep ediyor. Bu tür olayların tekrarlanmaması için toplumun her kesiminin birlikte hareket etmesinin önemi vurgulanıyor.
Son olarak, bu tür skandalların yaşanmaması adına veterinerlik eğitiminin ve sertifikalandırmanın gözden geçirilmesi gerektiği belirtiliyor. Veterinerlerin, hayvanların sağlığını korumak için doğru eğitimden geçmelerinin yanı sıra, etik değerler açısından da eğitim almaları gerektiği düşünülüyor. Hayvanlar üzerinde olumsuz bir etkisi olan her türlü şiddet ve kötü muameleye karşı toplumun bir bütün olarak mücadele etmesi gerektiği, bu olay sonrası bir kez daha ortaya konulmuş durumda.
Hayvan Hakları İzleme Derneği, başta devlet kurumları olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarına düşen görevlerin önemine dikkat çekiyor. Hayvanların daha güvenli bir ortamda yaşaması için, hayvanseverler ve ilgili kurumların beraber çalışması gerektiği ifade ediliyor. Unutulmamalıdır ki; hayvanlar, sevgi ve saygıyı en çok hak eden varlıklar arasında yer almaktadır. İnsanoğlunun, bu muameleyi bir an önce sonlandırması ve hayvanları koruma altına alması gerektiği çağrısı yapılıyor.