Son yıllarda hızlanan İsrail-Gazze çatışması, bölgedeki yaşam koşullarını kritik bir noktaya taşımış durumda. Uzmanlar, İsrail'in askeri stratejilerinin Gazze’deki siviller üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin yaşam sürelerini belirgin bir şekilde düşürdüğünü ifade ediyor. Yaşam süresinin azalması, yalnızca savaş koşullarıyla değil, aynı zamanda sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlanması, gıda güvensizliği ve temel altyapının yıkımıyla da doğrudan bağlantılı. Bu haber, Gazze’deki insani dramın derinliklerine ışık tutarak, dünya kamuoyunun dikkatini çekmeyi amaçlıyor.
Gazze'deki yaşayanların ortalama yaşam süresi, son yıllarda yaşanan çatışmalar ve abluka nedeniyle tehlikeli bir şekilde düşmüştür. Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2021 itibarıyla Gazze'de ortalama yaşam süresi 74 yıldan 70 yılın altına inmiştir. Bu düşüş, yalnızca askeri çatışmalarla değil; aynı zamanda bölgedeki sağlık ve eğitim sistemlerinin çökmesiyle de doğrudan ilgilidir. Savaş ortamı, insanların temel sağlık hizmetlerine erişimini büyük ölçüde kısıtlamakta ve bunun sonucunda tedavi edilmeyen hastalıklar ve yetersiz beslenme oranları artmaktadır. Uzmanlar, bu durumun uzun vadede insanların yaşam kalitesini etkileyeceği ve bölgedeki demografik yapı üzerinde kalıcı değişikliklere yol açabileceğini ifade ediyor.
Gazze’de yaşanan insani kriz, yaşam süreleri üzerindeki olumsuz etkilerin yanında, çocuklar başta olmak üzere tüm nüfusa yönelik ciddi tehditlerden oluşmaktadır. Ülkede milyonlarca insan, temel ihtiyaçlarından yoksun bir hayat sürdürmekte ve gıda, su gibi hayati kaynaklara erişimde zorluklar yaşamaktadır. Çocuk ölümleri ve malnütrisyon oranları, bu bağlamda dikkat çeken unsurlardan biridir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan raporlara göre, Gazze'de her üç çocuktan biri yetersiz beslenmekte, bu da gelecek nesillerin sağlığını ve gelişimini tehdit etmektedir. Ayrıca, yaşanan çatışmalara bağlı olarak psikolojik sorunlar da ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. Savaşın getirdiği travmalar, özellikle çocuklar arasında yaygın olarak görülmekte, bu durum onların eğitim hayatını ve sosyal gelişimlerini doğrudan etkilemektedir.
Sonuç olarak, Gazze'deki yaşam süresinin düşmesi, yalnızca bir istatistik olmaktan öte, bölgedeki halkın acı dolu hikayelerinin birer yansımasıdır. Bu mesele, uluslararası toplum için acil bir çözüm gerektiren insanlık dramıdır. Gazze’deki insani krizin çözülmesi, bölgenin barış içerisinde var olması için kritik bir adım olacaktır. Her bireyin, yaşama hakkı olduğunu unutmadan, uluslararası camianın konuyu göz ardı etmemesi ve etkin adımlar atması şarttır.