Ümitcan Uygun, genç kadın Aleyna Çakır’ın ölümüne ilişkin yürütülen davada bir kez daha hakim karşısına çıktı. Aleyna Çakır’ın ölümü, Türkiye gündeminde geniş yankılar uyandırmış ve birçok sosyal medya platformunda tartışmalara sebep olmuştu. Dosyanın müzakeresi, 15 Eylül 2023 tarihli duruşmada, Uygun’un avukatlarının dosyaya sunduğu yeni belgelerin savcılığın ve mahkemenin görüşüyle çelişmesi neticesinde reddedilmesiyle son buldu. Alınan kararlar, kamuoyunda büyük tepkilere yol açarken, hukukun işleyişi üzerine yeni tartışmalar başlatıldı.
Aleyna Çakır, iki yıl önce hayatını kaybettiğinde toplumda ciddi bir infiale yol açmıştı. Genç kadının ailesi, Uygun’un cinayetle ilgili olduğunu öne sürerken, Uygun ise kendisini sürekli olarak suçlamalardan sıyırmaya çalıştı. Sürecin başlangıcında Şubat 2021’de meydana gelen olay sonrasında, hem sosyal medya hem de medyanın ilgisi oldukça fazlaydı. Mahkeme süreci, birçok kez kendini tekrar etti ve her seferinde kamuoyunun beklentileri karşılanmadı.
Uygun’un duruşmalarında sunmuş olduğu ifadeler genellikle çelişkili bulunmuştu. Dava boyunca Uygun’un avukatları, müvekkillerinin masumiyetini kanıtlayacak belgeler sunmaya çalıştı; ancak bu belgelerin mahkemece kabul edilmemesi, davanın gidişatını olumsuz etkiledi. Mahkeme heyeti, dosyada yeterli delil bulunmadığını ve Uygun’un lehine olabilecek herhangi bir belgenin, davanın seyrine yön vermeye yeterli olmadığını belirtti.
Aleyna Çakır davası, kadın cinayetleri ve şiddeti üzerine Türkiye’deki duyarlılığı da artırdı. Mahkeme kararları, sosyal medyada pek çok gündem oluştururken, feminist gruplar, aktivistler ve toplumun birçok kesimi tarafından protesto edilmeye devam ediyor. Dava sürecinin başlangıcından bu yana, kadınların korunması, adaletin sağlanması ve toplumda var olan cinsiyet eşitsizliği konuları şiddetli bir şekilde tartışılmakta.
Uygun’un avukatlarının sunduğu itirazların kabul edilmemesi, gözler önünde olan bir hukuksuzluk algısı yaratırken, birçok kesim, davanın seyrini dikkatle izlemekte. Kamuoyu, duruşmaların ne yönde ilerleyeceği konusunda görüşlerini açıkça ifade ediyor. Bu bağlamda, toplumda var olan adalet anlayışı ile mahkeme kararları arasındaki uçurum dikkat çekiyor.
Ümitcan Uygun’un durumu, sadece bireysel bir dava olmaktan çok, Türkiye’deki adalet sisteminin ne denli işlediği üzerine de sorgular oluşturdu. Son alınan karar, toplumda adalet arayışını daha da derinleştirirken, insanlar hukukun gerçekten tarafsız olup olmadığını sorgulamaya başladı.
Tüm bu gelişmeler, Aleyna Çakır’ın hayatına mal olan olayın ardındaki toplumsal sorunları da gün yüzüne çıkarttı. Kadın cinayetlerinde artan sayıların yanı sıra, davaların seyrindeki müzakerelerin ve hukuksal süreçlerin zayıflığı, bizleri düşünmeye ve harekete geçmeye çağırıyor. Uygun’un gelecekteki duruşmalarının nasıl sonuçlanacağı ise merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, Ümitcan Uygun'un Aleyna Çakır davasındaki ikinci ret, pek çok soruyu barındırmakta ve adaletin sağlanması için gerekli olan önlemlerin alınması adına bir dizi tartışmayı tetiklemekte. Adalet arayışı süregeldikçe, Aleyna'nın ismi ve onun hikayesi, Türkiye’nin kadın hakları mücadelesinde anlamını korumaya devam edecek.